MÜRTED VE KAFİRLERDEN TEVBE İSTEME VE ONLARLA SAVAŞ
باب: إذا
عرَّض
الذمِّيُّ
بسب النبي صلى
الله عليه
وسلم ولم
يصرِّح، نحو
قوله: السام
عليكم.
4. BİR ZİMMi VEYA BİR BAŞKASININ NEBİ S.A.V.'E "Es-SAMU
ALEYKE" GİBİ ÜSTÜ KAPALI BİçİMDE DİL UZATMASI VE BUNU AÇIKÇA SÖYLEMEMESİ
حدثنا محمد
بن مقاتل أبو
الحسن: أخبرنا
عبد الله:
أخبرنا شعبة،
عن هشام بن
زيد بن أنس بن
مالك قال:
سمعت أنس بن
مالك يقول:
مرَّ
يهودي برسول
الله صلى الله
عليه وسلم فقال:
السام عليك،
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم: (وعليك).
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
(أتدرون ما
يقول؟ قال:
السام عليك).
قالوا: يا
رسول الله،
ألا نقتله؟
قال: (لا، إذا
سلَّم عليكم
أهل الكتاب،
فقولوا:
وعليكم).
[-6926-] Enes b. Malik r.a. şöyle anlatmıştır: Bir Yahudi
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e uğrayarak "es-Samu aleyke = ölüm
üzerine olsun!" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona
"Ve aleyke= senin üzerine olsun!" diye mukabele etti.
Akabinde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanında bulunanlara
"Sizler onun ne söylemekte olduğunu biliyor musunuz? O
'es-samu aleyke' dedi" diye ekledi. Sahabiler
"Ya Resulallah! Onu öldürelim mi?" diye sordular.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Hayır! Kitap ehli olanlar size selam verdikleri zaman sizler
de onlara 've aleykum' şeklinde söyleyiniz!" buyurdu.
حدثنا أبو
نعيم، عن ابن
عيينة، عن
الزُهري، عن
عروة، عن
عائشة رضي
الله عنها
قالت:
استأذن
رهط من اليهود
على النبي صلى
الله عليه
وسلم فقالوا:
السام عليك،
فقلت: بل
عليكم السام
واللعنة، فقال:
(يا عائشة، إن
الله رفيق يحب
الرفق في الأمر
كله). قلت: أولم
تسمع ما
قالوا: قال:
(قلت: وعليكم).
[-6927-] Aişe şöyle anlatmıştır: Bir keresinde beş on
kişilik Yahudi izin isteyip Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna girdi.
Bunlar içeri girince (selam vermiş olmak için "ölüm üzerine olsun"
demek olan) "es-Samu aleyke" dediler, Bunun üzerine ben "Sam da,
lanet de sizin üzerinize olsun" dedim. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem de
"Ya Aişe! Allah yumuşaktır ve bütün işlerde yumuşaklığı
sever" dedi. Ben de
"Ne dediklerini duymadın 'mı?" dedim. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem
"Ve aleyküm (o sizin üzerinize olsun) dedim" dedi.
حدثنا مسدد:
حدثنا يحيى بن
سعيد، عن
سفيان ومالك
بن أنس قالا:
حدثنا عبد
الله بن دينار
قال: سمعت ابن
عمر رضي الله
عنهما يقول:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (إن
اليهود إذا
سلَّموا على
أحدكم إنما
يقولون: سام
عليك، فقل:
عليك).
[-6928-] Abdullah b. Dinar'ın İbn Ömer r.a.'den nakline
göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Yahudiler herhangi birinize selam verdikleri zaman ancak
'sam aleyke' derler. Bunun üzerine siz de 'aleyke = (senin üzerine de)'
deyiniz!"
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Bir zimmı veya bir başkası" yani muahid veya Müslüman
görünen birisi, "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e üstü kapalı bir
biçimde dil uzatırsa" yani onun derecesini eksiltmeye kalkışacak olursa,
"c. r-!J= bunu açıkça söylemezse ... " Bu cümle tekid içindir. Zira
üstü kapalı söylemek, açıkça söylemenin aksinedir.
"es-Samu aleyke gibi. .. " İbnü'l-Münzir, Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem' e açıkça dil uzatan kimsenin katledilmesinin vacip
olduğu noktasında bilginlerin ittifakı olduğunu söylemiştir. Şafii imamlarından
biri olan Ebu Bekir el-Farisı icma bölümünde Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem' e açıkça iftira sözcüklerinden biriyle dil uzatan bir kimsenin
alimlerin ittifakı ile kafir olduğunu nakletmiştir. Böyle bir kimse tövbe etse
bile katl cezası düşmez. Çünkü onun attığı iftiranın cezası öldürülmektir.
İftiranın cezası tövbe etmekle düşmez. el-Kaffal ise Ebu Bekir el-Farisl'ye itiraz
ederek şöyle demiştir: Bir kimse Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e dil
uzatmakla kafir olur. Müslüman olmasıyla öldürülme cezası düşer. Saydalanı ise
katl cezası ortadan kalkar ve iftira cezasını uygulamak gerekir demiştir. Ancak
imam, bu görüşün zayıf olduğunu belirtmiştir. Hattabı "Üstü kapalı bir
ifadeyle Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem' e dil uzatan kimsenin Müslüman
olduğu takdirde öldürülmesinin vacip olduğu noktasında ihtilaf olduğunu ben
bilmiyorum" demiştir. İbn Battal ise şu bilgiyi verir: Bilginler Nebi
s.a.v.'e dil uzatan kimse hakkında ihtilaf etmişlerdir.
"Muahid ve zimmlYahudi gibidir." İbnü'l-Kasım'ın
nakline göre İmam Malik "Böyle bir kimse Müslüman olmadıkça katledilir.
Müslümana gelince, o kendisine tövbe teklif edilmeksizin katledilir"
demiştir. İbnü'l-Münzir, Leys, Şafii, Ahmed b. Hanbel ve İshak'ın gerek Yahudi,
gerekse başkaları hakkında bu hükmü verdiklerini nakletmiştir. el-Velid b.
Müslim'in nakline göre Evzaı ve İmam Malik Müslüman hakkında "Bu bir
irtidaddır. Müslümana bundan dolayı tövbe teklif edilir" demişlerdir.
KCıfe bilginlerinden nakledilen bir görüşe göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem' e dil uzatan kişi, zimmı ise ta'zir edilir, Müslüman ise bu dinden
dönmektir.
5. YA RABBİ KAVMİMİ BAĞIŞLA (DİKKAT BU BAB
BUHARİ DE YOK)
حدثنا عمر بن
حفص: حدثنا
أبي: حدثنا
الأعمش قال:
حدثني شقيق
قال: قال عبد
الله:
كأني
أنظر إلى
النبي صلى
الله عليه
وسلم يحكي نبياً
من الأنبياء،
ضربه قومه
فأدموه، فهو يمسح
الدم عن وجهه،
ويقول: (رب
اغفر لقومي
فإنهم لا
يعلمون)
[-6929-] Şekik'in nakline göre Abdullah;b. Mesud şöyle
demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in, Nebilerden birinin başından
geçenleri anlattığı an hala gözlerimin önündedir. Bu Nebii kavmi dövmüş ve
kanını akıtmışlardı. O da yüzünden hem kanını siliyor, hem de "Ya Rab!
Kavmimi bağışla! Çünkü onlar bilmiyorlar!" diyordu.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
Öyle anlaşılıyor ki İmam Buhari bu hadise yer vermek suretiyle
Yahudilerin öldürülmemesinin onlarla kaynaşma maslahatına yönelik olduğu
yolundaki görüşü tercih ettiğine işaret etmektedir. Zira bir Nebi'yi dövüp,
yaralayan kimse helak olması için kendisine beddua ile muaheze etmeyip, aksine
verdiği eziyete sabrettiği ve üstüne üstlük bir de dua ettiğine göre sözlü
eziyete evleviyetle sabreder ve üstü kapalı sataşmayla öldürmeyi terk etme
hükmü evleviyetle alınır. İbn Mesud hadisinin açıklaması meğazi bölümünde Uhud
savaşı başlığı altında geçmişti.
"Nebilerden bir Nebii anlatır." Bu hadis, Enbiya
bölümünde İsrailoğulları ilgili hadislerin arasında bu isnadla daha önce
geçmişti. Orada adı geçen Nebiin Hz. Nuh olduğunu söyleyen kişiden söz etmişti
k. Sonra A'meş'in bu hadisin isnadına ilaveten kendi isnadıyla yaptığı ve İbn
Asakir'in rivayet ettiği hadisi gördüm. Hz. Nuh'un aleyhisseliim hayat
hikayesini konu alan bu hadiste şöyle bir cümle geçmekteydi: "Nuh'u
aleyhisseliim kavmi bayılıneaya kadar dövdü, sonra ayılıp kendine geldiğinde
'Ya Rabbi! Kavmime hidayet eyle! Çünkü onlar bilmiyorlar' dedi."
Orada ayrıca Kurtubl'nin şu ifadeleri de geçmişti: Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem hem hikaye idi ve hem de kendisinden hikaye olunan bir
şahsiyetti. Bu ifadenin neden reddedildiğini belirtmiştik. Uhud savaşı
bölümünde Nebi s.a.v.'in yüzünden yara alması ve "Nebilerinin yüzünü kana
bulayan bir kavim nasıl iflah olur?" buyurduğu ve yine "Ya Rabbi
kavmimi bağışla! Çünkü onlar bilmiyorlar" şeklinde dua ettiği geçmişti.